Loading...

5. HZ. MUHAMMED’İN VEFATI


5. HZ. MUHAMMED’İN VEFATI 




Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Veda Haccı’ndan sonra Medine’ye döndü. Döndükten sonra da ateşli bir hastalığa yakalandı. Zaman geçtikçe hastalığı ilerledi. Allah’ın Kutlu Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.), mescide gitmeye bile güç bulamaz oldu. Kendisinin yerine namaz kıldırması için Hz. Ebu Bekir’i (r.a.) gö- revlendirdi. Bir ara güçlükle mescide geldi. Ashabına bir konuşma yaptı ve onlarla helalleşti. Kendisinde hakkı bulunan varsa bu haklarını söylemelerini, onlarla helalleşeceğini belirtti. Söylediği gibi de yaptı. Hastalığı iyice ağırlaşan Hz. Peygamber (s.a.v.), 8 Haziran 632 tarihinde, 63 yaşında, eşi Hz. Aişe’nin (r.a.) odasında vefat etti.




Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatı Müslümanları çok etkiledi, onların büyük şaşkınlık yaşamasına sebep oldu. Çünkü ashab-ı kiram Sevgili Peygamberimiz’i (s.a.v.) çok seviyordu. Onların hayatında Allah Resulü’nün (s.a.v.) çok önemli yeri vardı. Bu insanlar, Cahiliye Dönemi’nde kendi çocuklarını diri diri toprağa gömmek de dâhil her türlü kötülüğü yapan bir toplum iken Resulullah’ın (s.a.v.) önderliği ve yol göstericiliği sayesinde karıncayı bile incitmekten kaçınan bir topluluk hâline dönüşmüşlerdi. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) vefatı Müslümanları derinden etkiledi. Hz. Ömer’in (r.a.) de aralarında olduğu bazı sahabiler, onun vefat ettiğini kabullenmekte zorlandılar. Müslümanlar ne yapacaklarını bilemez hâlde iken Hz. Ebu Bekir (r.a.) geldi ve bir konuşma yaparak onları sakinleştirdi. Hz. Ebu Bekir (r.a.), Hz. Peygamber’in vefatını kabullenmekte zorlanan Müslümanlara şunları söyledi: “Sizden kim Muhammed’e tapıyor idiyse bilsin ki Muhammed ölmüştür. Her kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah ölmez, diridir. Nitekim Yüce Allah da ‘Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse Allah’a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.’ (Âl-i İmrân suresi, 144. ayet.) buyurdu, dedi.” (1) Müslümanlar, gruplar hâlinde odaya girerek Allah Resulü’nün (s.a.v.) cenaze namazını kıldılar. Peygamberimiz’in (s.a.v.) yıkanması ve defin işini Hz. Ali (r.a.) ile Resulullah’ın (s.a.v.) amcası Abbas’ın (r.a.) oğulları Fazl ve Kusem’in de aralarında olduğu bazı sahabiler yaptılar. Allah Resulü (s.a.v.), vefat ettiği Hz. Aişe’nin (r.a.) odasına defnedildi.

Mescid-i Nebi’de, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) mübarek mezarının bulunduğu bö- lüme, tertemiz gül bahçesi, anlamında Ravza-i Mutahhara denir. Ravza-i Mutahhara, Mescid-i Nebi içinde, Resulullah’ın (s.a.v.) kabri minberinin arasında bulunan ve yaklaşık on metre genişliğinde, yirmi metre uzunluğunda olan bir alandır. (1) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Evimle minberimin arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir…” (2)

 

Örnek Sokak 1a, 12345 Örnekşehir
+90 1234567890